eski sevgiliye dair unutulmayan detaylar

Avuçlarının kokusu. Komik gelecek belki ama sanki böyle, alplerin eteklerinde açmış bir dizi güzel çiçeğin arasında Heidi gibi yuvarlanıyormuş gibi oluyordum avuçlarını öpünce. Ondan önce kimsenin avuçlarını öpmedim sanırım. Zaten ondan sonra, başka biriyle konuşamadım bile.

Geğirerek ismimi söyleyebilmesi

Sevgili değil de... oturup sohbet ettiğim insanların kokularını unutamıyorum. Buluştuğum o günün kokusu hep burnumda oluyor. Mesela yağmurlu bir gün berabersek, başka yağmurlu bir günde, o günkü anılarım gözümün önüne gelir. Güzel bir şey ama bir daha asla beraber olamayacağım insanlar var ve yürek burkuyor.

Gülüşü, gözleri, mimikleri, yürüyüşü, tepkileri. Neyini unutabildim ki.

gözleri çok güzeldi be. 2 tane gökyüzü mavisi gözün size baktığını düşünün. neyse geçti gitti artık. 5 yıl olmuş bile ayrılalı. şimdi bir daha aşık oldum galiba.

Ben asla ayrıldığım bir insanla tekrar barışmam dedikten ve beni terketmesinin üzerinden 1 sene sonra arayıp affet demesi

tc kimlik numarası. tc kimlik numarası ezberleme hastalığım var.

(bkz: domates saçlı kız) valla hayatta her şeyi unuturum da bunu unutmam gibi.

hangisi?

unutulması gereken detaylardır aslında. doğum günümde evlenme teklifi etmek için beni götürdüğü kampta başka bir kadınla çadırımızda basmıştım. unutamadığım tek detay budur.

Bir şeyi gerçekten severek ya da hoşuna giderek anlatırken ki hali. O şeyi hatırladığında yüzünde o kadar güzel bir ifade oluşurdu ki. Onu dinlemeyi severdim. Onu öyleyken dinlemek daha güzeldi ama.

"mutsuzsan bile benim yanımda mutluymuş gibi davran" sözü.

kırmızı basketbol ayakkabısı. gözlerim bozuk olduğundan yüzlerce kişi içinde dahi olsa onu bulmak için ayakkabısını arardı gözlerim ki bulurdum da. hayatımın aşkını buldum sanıyordum orası öyle değilmiş.

Yeşilin en güzel tonu olan gözleri.

Eskimedi ki unutalım ahahahahhahahahahahahaha (bkz: Hele hele şuna bak hele)

Yanında kendimi nasıl tamamen kendim hissettiğimi bir türlü unutamıyorum. İnşallah unuturum yoksa sıkıntı

Eski sevgilim olmamasını unutamıyorum harbi neden hiç eski ya da yeni sevgilim olmadı

Kendime olan özsaygımı kaybetmeme sebep olmuştu. Şükür ki geri kazandık, yolumuza baktık. Ha bi de insan böylesine toksik bi şeyi bırakıp yoluna bakınca üzerinden çuvalla yük atıp, havaya uçan balona benziyo. İyi ki tanışmışız da ne istemediğimi çok iyi biliyom sayesinde :)

Bomboş bir ifadeyle gözlerinin içine bakıp ‘Sana baktığımda ve duvara baktığımda hissettiklerim arasında bir fark yok artık’ demesi... Sadece sevmiyorum desen de yeterdi kral

Bana söylediği şehirde olmaması.benim havaalanlarını arayıp uçak bileti sorgulatmam bu detay nasıl unutulur ki

Onu görmek için 600 km yol gidip, dizine uzanıp denize karşı saçımı okşayarak şarkı söylemesi.

Eski sevgiliyi unutmak lazım bi yerden sonra ki yeni yelkenler açabilesin. Bu sefer olmadı diye çapa atmaya gerek yok. Kim bilir belki yanlış yer yanlış zamandı... (edt: he bi sen biliyon zaten)

Kokusu. Genelde kokular zor unutulur. İyisi de kötüsüde

4 sene aralıksız birlikteliğin ardından bekar hayatı yaşamak istediğine karar vermesi... erkekler neden böylesiniz?!

Öyle bi gömdü ki. Zor unutulur denilen kokusunu bile unuttum. Hatta sesini bile. Unutun olum unutun. Unutun ki yeni hayatlara açın gözünüzü

Saçımı her yıkadığımda, duş aldığımda saçımı kurutmak için elime makineyi her almaya kalkışımda benden önce davranması..

İltifat edemezdi yani öyle huyları yoktu yapısı gereği ama bir ara nasıl bir sevgi patlaması yaşadıysa 'kuş koysunlar yoluna' demişti. Ölsem unutmam

Güldüğünde yanağında oluşan çıkıntı için destan yazılır.

Bu başlığı açan kardeşimizin muhtemelen eski sevgilisini unutamamış olması detayı :)

Dibine kadar unuttum hiç biri kalmadı. Hayatıma muhteşem biri girip hayatımı güzelleştirdi. Bunu sadece buraya değil ona da söylüyorum. Söylemek istediğim şey klişe fakat sevgi hak edene verilmeli. Paylaşmak istedim. İyi akşamlar.

Gitmesi

Benden daha iyilerine layıksın diyip.kalitesininseviyesini ele vermesi

Şeytandan tüy koparıp gülüşüne takmıştı sanki, kim görse kanar zannederdiniz o gülüşe

Yüksekten ölüm gibi korkardı, o aralar beni sevmediğini düşünmeye başlamıştım. Ankaradaki Yenimahalle teleferiğine ölse binmezdi. Bir gün sadece yan yana yürüyoruz konuşmuyoruz. Dedim teleferiğe binelim mi, her zaman ki gibi hayır deyip tüyleri ürperecek sandım ama binelim dedi, havadayken bir kere bile gözlerini açmadı ama yanında olduğumu bilmek için elimi sıkı sıkı tuttu, tam tur atıp geri döndüğümüzde sırtı korkudan mütevellit sırılsıklamdı, seviyordu ama olmadı. Olduramadık

Acun Ilıcalı gibi hep siyah giymesi

elleri her zaman çok soğuktu asla ısınmaz derdi ve ben ellerimin küçük olmasına rağmen sürekli onun ellerini ısıtırdım sonra da başkasının ısıttığını öğrendim

Poyraz Karayel izlemeyi çok severdi ve benim genelde başım ağrırdı( lanet olası migren). Başım ağrıdığı vakitler dizine yatardım huzurdu yemin ederim Annemden sonra bir onun dizi iyi geliyordu bana. Kulağıma fısıldayarak Poyraz izlesem sorun olur mu derdi ben o ağrıyla kafamı sallardım bir yandan başıma masaj yapar bir yandan dizisini izlerdi sonra ben uyuyakalırdım, uyandığımda yerinden bile kıpırdamamış olurdu sonra bana dizim uyuştu kalkabilir miyim derdi tabi derdim tabi ama şimdi parkın köşesinde oturmuş baş ağrısıyla bunları yazıyorum. Bir daha o huzuru bulamadan ölürüm diye çok korkuyorum.

Aşşırı alfa oluşu, benim babamda ağır alfadır, bizim iş zordu ben baba kontenjanından betayım o ise alfa-tros arayan afrodit. O yüzden hala hayranıyımdır onun gibisi yoktur bu alem-i cihanda, 9 seneyi devirdim tek başıma. Şimdide teta gama falanım heralde işte ne şeyimse (bkz: kahrolsun karakter faşizmi)

Son bakışını unutamıyorum. Ölünceye kadar da aklımda kalicak gibi..umarim kalmaz tabi

Annesi çok güzel mantı yapıyordu. Her mantı yerken aklıma gelir

Parfümünün kokusu.. Hala sokakta aynı kokuyu hissetmek kalbimi çarptırır hüzünlendirir. Çok sevdi ama çok da kazık attı. Olsun canı sağolsun, iyiki geçti hayatımdan

Bi tek yalanlarını unutamıyorum

Hiç ben olmamışım hayatında onu unutamıyorum

tırnağıyla oynanmasından nefret ederdi.elini tuttuğum da tırnaklarıyla oynayınca çıldırırdı çokta hoşuma giderdi keza 3-4yıl sürünce bu ilişki ayrıldıktan sonra başkasıyla olunca ona da laf arasında şey senin de tırnağınla oynayınca huylanıyor musun diye sormak ardından aniden beyinde ampul yanmasıyla yeğenimin öyle de merak ettim dememle çevirmeye çalışmam

benim unuttuğum detay olmaz. hele ki hayatımda bir an bile o şeye sahiden değer verdiysem. yani şunu demeye çalışıyorum; bende biriken detayları buraya dökmeye kalkışırsam, malum hanımefendiyi onun kendini tanıdığından bile daha iyi tanırsınız. ne hacet?

yıllar sonra bile hatırlandıkça gülümseten detaylardır. gülüşü, bakışı falan değil, sevme şekliydi ayırt edici özelliği. "o varken bana bir şey olmaz" hissini yaşatabilen nadir insanlardandı. incitmeden, yormadan sevmelerin varlığını öğretişi, değer vermenin zorlaştırmaktan daha kıymetli olduğunu hatırlatışı... sayılabilir değer çok aslında. vedaların alkışlarla olabildiğini öğretmiştir. ve ardına bakmadan gitmeyi, sessizce...

bu zamana kadar birçok sevgilim oldu ancak birine ait gözlerini hiç unutamıyorum. dün bir gezi vardı, oraya katıldım. bir bayanın gözleri o kadar O'na benziyordu ki içim geçti resmen. sanırım gözlerini ve kokusunu unutamayacağım.. kim gönülden neşeli kim yürekten yaralı sözü geldi aklıma...

Ya bir çok kişi bu entrye kokusu yazmış benim burnum koku almıyor sanırım, sıfır hatırlama. Ela gözlerinin bakışını ve doğum gününü unutmuyorum. Çünkü benden sadece 3 gün önce doğmuş. 2 gün sonra doğum günü, acaba kutlasam mı

Gece buluşmuştuk etrafta köpekler vardı ben de korkuyordum sonra kolumdan tuttu korkma diyerek beni götürdü. İlk defa bana dokundu ben ilk defa onu hissettim. Ama o kadar güzel bir duygu hissettim ki arkasından utançlı bir şekilde gülümsedim. Bir nevi kalbim güldü.

En yakın arkadaşımla isimlerimiz aynıydı sürekli birlikteydik, eski sevgilim olacak şahıs da adımı dövme yaptırmıştı öyle söylemişti yani meğerse arkadaşımın adını yaptırmış biz ayrıldıktan sonra onunla çıkmaya başlayınca öğrenmiştim jjskfksldl